Geçmişi geri getiremezsin, fakat sen ona gidebilirsin.!
Burası elektriklenmiş bir asfalt... Atacağın her adıma sokağın bir tepkisi var. Ensest bir dizeleniş ağaçların ki, bulutlar sa kalleş... Bir kısmımızın hayallerini canlandırıyor simetrik şekillerle, bazılarımıza sürekli dert yanıyor.Kimimizse yokluğuyla kavruluyor. Bak simsiyah bedenim yine muazzam beyazlıktaki toprakla sevişiyor. Çiğdemler , kelebekler gibi günü birlik yaşıyor.
Uyku benim dünyamda tecrit altında. Bazen kilitlerim onu serbest bırakıyor.Kaç kere kaçtıysa beynimin güneşli zindanından, ruhum bir fazla kilit daha vuruyor kanatlarına.
Ben sahibi değilim, bembeyaz duvardan oluşan, iki katmanlı evimin... Bunun için onu sonsuz karanlığa, dumansız alevlere, uzandığı toprağın altına yollayamıyorum.
Kısırlaşmış rahmime çomak sokan dünya, bir bebek doğuramıyorum diye, dahada sertçe girip çıkıyor hayatıma. Bense nefesimin kontrolünü kaybediyorum. Kısık bir sesle inliyorum.
Heyecanım doruk noktasında, ateşim kırk beş derecenin biraz altında... Heyecanım sıfır noktasından düşüyor aşağıya, ateşim yirmili yaşlarda... Henüz hayatının baharında tüm tepkilerini yitiriyor... Kabuğum çatlıyor , gece gündüzün magmasına karışıyor. Bir kez daha aynı elektriklenmiş asfalt da, suç üstü yakalanıyorum. Şuanda tepetaklak dünyanıza düşüyorum. Hoş gelmedim boşta... Size anlatacaklarım var merhaba...!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder