Popüler Yayınlar

28 Mart 2014 Cuma

KALU - DA BELA 3


... Sonra sustum tam bir sene boyunca ağzıma bıçak değmiyordu. O kadar çok düşündü, o kadar çok tekrarladı ki kafasında bu cümleyi... İçinden konuşmaya başladığında artık belagat edebiliyorduk, titreşimlere gerek duymadan birbirimize her şeyi anlatabiliyorduk. Son senemize girdiğimizde bir kadın girdi hayatına tepetaklak, inşa ettiğimiz bir gözetleme kulesinden yuvarlanarak düştü tam dibimize. Ortamızda bir yer edinemeyecek kadar büyüklükte. Bizi iki ayrı uç yapacak kadar merkezde.  Sırat köprüsünde üç kişiydik. Aramızdaki şeytanın düşme vaktiydi. Yoksa hiç bir zaman karşıya geçemeyecektik. Arayışa giren Tanrı' yı bulmaz. Çünkü yol şeytan yataklarıyla  doludur. Arayışa giren Tanrı uğruna savaşmak zorundadır. Savaşmak zorundaydık, ama savaş kırmızılar içindeki kadının avucunda çoktan sonucu belirlenmişti. Ama ben biliyordum, O' nu kendi ateşinden aldığımda biliyordum, daha büyük bir ateşin ortasında bırakacağımı. Bugün adım mevt, kanatlarımı ancak listemde adı geçenler görebilir. Cehennemi ona bırakmak için kanatlarımı kırması gerekti. Bense cenneti tada bilmeliydim artık!
            Eski kadim dostum Robin'nin Cuma'sı önce kapıda bize yaklaşan sevgilisine baktı. Burada bu saat de buluşmak için sözlendiği sevgilisine ve sonra bana dikti gözlerini. Bana o kadar dışından baktı ki korkuyordu ama yinede kaçamadı ve ilk defa kanatlarımı görüyordu. Oysa hep dinlemişti kanatlarımın çırpınışlarını. O kaba sakalı, kaçak gözleri ve korkak çenesiyle kendi ardına saklanmış adamın suretinde, cehennemi görmenin tarifsiz dehşetine tanık oluyordum bense... Biliyordu adı gibi, adını kulağına benim okuduğumu daha doğar doğmaz, biliyordu... Kanatlarımı gördüğünde daha iyi anlamıştı, adını ezanla değil selayla okuduğumu...
            Karşımda öylece duruyordu. Belli belirsiz gürültülü bir sessizlikten sonra yeniden masaya döndü herkes. Ben sonun sonsuzluğunu yudumlamak için heyecanlanırken, onunsa  Gözü arada masadaki kutuya takılıyor sonra yeniden bana dönüp bir şey dememi bekliyordu. bir şeylerden korkuyor ve durumu anlamaya çalışıyordu.   Elimi kutunun üzerine koydum sonra göz bebeklerinden içeri girip orada bir şeyler bulmak istedim. Kahve tadında bir karanlık, kırk yılı doldurmadan bitmiş bir hatır... İnsan ancak gerçek dünyadan çıkıp,  kafasının içerisindeki beş saniyeyi sayfalarca anlatabilir. Saatleri tutup yerine bir ömrü, bir mekanizmanın içerisinde tik tak tik tak diye koşturabilir. Benim beş saniyem içerisinde onun dudakları o kadar hızlı birbirine çarpıyordu ki. Ama dinleyemem. her şeyi ortaya çıkarırım ama nedenini söyleyemem. Çünkü en başında Ne demiştim sana ' Bir aşk başka bir aşkı öldürüyorsa onun adı aşk değildir' Ya sen ne demiştin bana...
İçerimde düzinelerce ceset var. Hepsi toplu bir şekilde yıkanmadan arındırılmadan aynı çukura, beynime defnedildiler. Cahid, sayfalarca yaşadığın hayatı sayfalarca düşünmeye hiç niyetim yok. Bazen olmuş bitmiştir. Bazen düşünmek vazgeçmektir. Kendi çizdiğin yola bir çukur kazıp kaçmaktır. Geriye döndüğünde pişman olacaksan, geriye döndüğümde pişman ederim. Bu yüzden en başa dönmem için eski kadim dostumun geçidi açması gerekli. Onu dünya içerisindeki azaplara sıkıştırıp bırakırken, ben sonsuzluğun gölgesi olacağım. Kafamın içerisindeki beş saniye bittiği anda kadim dostumun cümleleri de hızla çarpmaya başladı kulağımda.
- Evet neden buradasın. Ceyda neden bur da? Sakın bana oyun deme, sakın bana iplerimin elinde olduğunu söyleme. Ve sakın Kendi kaybetmişliğin le benim güzel dünyama kirli beyninle planlar kurup girme! Anladın mı beni! Sana diyorum. Ceyda kalk bu adamla bi kez daha karşılaşırsan hemen beni arıyorsun. Oracıkta seni öldürmek için hiç düşünmeyeceğim. BU sefer hiç düşünmeyeceğim!
Düşünmezdi bilirim en çok düşünmesi gerektiği yerlerde düşünmezdi. En büyük zaafıydı duygularının pençesinde aklını tırmalayışı. Yıllarca üzerine düşündüğüm ve kodladığım adamın şuanda ben bile ne hissettiğini bilmiyorum. Ceyda gözlerini ne benden ayırabiliyor, ne  de Cahit’den. O anda  Elinden tutdu Ceyda'nın ayağa hızla kalktı. Sonra Ceyda'nın kalkmadığını hissedince sanırım korktu, afalladı, ya da sinirlendi. Bilmiyorum, aslında en iyi bildiğim insanlar listesinde olmasına rağmen ne yapmak istediğini şuanda anlayamıyorum. Nere kaçmaya çalıştığını. Burada neyin döndüğünü bilmeyi reddetmesini anlayamıyorum. Cahit Ceyda’yı zorlamadan önce müdahale etmem gerektiğini anladım.
Otur Cahit. Hepimizde biliyoruz. Son söz söylenmeden hemen önce, ben bilinmeyenleri açıklarım. Arkasını göremediğin perdenin ardından çıkar ve öncesinde Hiçbir şey anlamadığın her şeyi anlatırım. Otur. Çok iyi bilirsin ki anlattığım her şeyi yapmışımdır ve hepsini bilmen gerekiyordur. Şimdi küçük bir konuşma yapacağız, sonra dilersen bu kutuyu açar ve ne yapmak istiyorsan onu yaparsın. Dilersen çekip gidersin, Ya da benim bilmediğim bir şeyler dilemeye başladıysan onu yaparsın. Şimdi küçük beyninin üzerinden kalk ve yerine otur ve asıl yapman gerekeni yap!’
Mekanı kaplayan sıcak hava sonucu, endişe terleri döken duvarlardan yansımalarımız kırılmaya başladı. Yatağından çıkan suyun artık denizine ulaşmasına çok az kaldı. Savaş ceketini düzeltti elini kirli sakallarına götürdü. Boynunu bir sağa bir sola sertçe çevirip kütürdetti. Boynunu solundan çevirmeyerek Ceyda'ya bakmaya başladı uzun uzun. Ceyda elindeki oynadığı çatalı bırakıp  bana döndü kafasını salladı önce gözlerini sonra başını Savaş'a çevirdi. ' Bak biliyorsun sana aşığım' dedi sonra yutkundu yeniden bana dönüp gözyaşlarının altından ' yapamayacağım lütfen bırak gidelim' dedi.  İki avucum masanın üzerinde birleşmiş bir halde  sadece Savaş'a odaklandım. Cahid Ceyda'nın bileğinden sertçe tutup sıktığı dişlerinin arasından ' Burada ne bok dönüyorsa hemen anlat bana, Bana bak gözlerimin içine ve anlat!' Ceyda’nın elmacık kemiklerini gözlerine baskı yapmaya başlamıştı. Boğazı gıcıklandı, yutkunmaya çalıştı.
 ‘ Peki ama beni terketmeyeceksin’
Yanlış cümle Ceyda. Hangi erkeğe bunu dersen de karşısındakinin kurucağı cümlenin sonunda kendi sonlarının da gelmesi gerektiğini bilir. Sinir katsayısı çarpılarak artar. Birbirine çarpan her sinirde daha da tehlikeli olmaya başlar. Bu adamı ciğerine kadar sana sunmuşken, ve bunu başarıp o adamın kalbini kazanmışken en başa dönmüştü.
‘ Bir daha demeyeceğim Ceyda şimdi anlat!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

www.webdiyari.net